Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünce oluşturulan baraj gölleri ve göletlerde ise kuraklığın tesirinin azaltılması için 2022 yılı içerisinde su desteği çalışmaları yapıldı.
Göçmen kuşlar için kıymetli besin ve yumurtlama alanı olan, tatlı su balıkçılığı yapılan, ziraî üretimde sulama hedefli kullanılan ve birçok çeşide mesken sahipliği yapan göl ile göletler, geciken mevsimler yağışlar nedeniyle de kuraklık riskiyle karşı karşıya kaldı.
Yaklaşık 40 yıldır bölgede biyolojik çeşitlilik ve göçmen kuşlara yönelik çalışma yürüten Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Ahmet Kılıç, Diyarbakır’ın birçok canlı için ömür alanı olduğunu ve 200’ün üzerinde kuş cinsiyle kuş cenneti sayılacak bir pozisyonu bulunduğunu söyledi.
Bölgenin birebir vakitte göğüslü ve eklem bacaklılar tarafından de hayli varlıklı bir tıp çeşitliliğine sahip olduğunu aktaran Kılıç, şöyle konuştu:
“Son periyotlarda kar yağışını bekliyorduk lakin kar yağışı olmadı. Bu durumda toprak gereğince suya doymadığı için göl ve göletlerde gereğince su birikimi olmadı. Bu da bu alanlarda yaşayan canlıların üreme potansiyellerinde önemli düşüşe neden olacak. Burada yaşayan en küçük tek hücrelilerden daha üst canlılara kadar gereğince gelişim, üreme ve çoğalma olamayacak. Bunlarda azalma olacağı için buraya gelen canlılar da bu çeşitleri tüketemeyecek ve gereğince beslenme olamayacak. Bu nedenle tıp çeşitliliği ve çeşide ilişkin birey sayısında kayıplar yaşanması bekleniyor.”
Göl ve göletlerdeki su azalmasından ötürü sucul canlıların oksijen ve besin azlığından ötürü gelişimlerini tamamlayamayacağını tabir eden Kılıç, “Üreme potansiyellerinde önemli düşüş olacak. Global iklim krizi ve yağış azlığı münasebetiyle beklediğimiz sonuçlar bunlar. Kuraklık ve çok sıcaklar bilhassa su sistemlerini birinci başta ve değerli derecede etkilemekte.” dedi.
Kılıç, göl ve göletlerin doğal yağışlarla dolduğunu ve kar yağışı olmayınca da bu dolumun gerçekleşemeyeceğine işaret ederek, “Gelen yağışlarla göl ve gölet havzalarında bir ölçü birikim olabilir. Bu durumda bize düşen, insanlık olarak yapmamız gereken suyu kesinlikle tasarruflu kullanmak ve kirletmemek.” diye konuştu.